Pandemi süreci özellikle çocukları olumsuz yönde etkiledi
Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Fen Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Eliz Volkan COVID-19 salgınının 1 yılı aşkın bir süredir devam ettiğini anımsatarak, “Hastalığın ilk ortaya çıktığındaki kadar kaygılı olmasak da, kaygı seviyelerimiz halen yüksek ve dahası artık sadece hastalık değil, COVID-19 sürecinde oluşan ekonomik sıkıntılar da kaygılarımızı artırıyor” ifadesini kullandı.
Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Dr. Abidin Akbirgün’ün yaptığı açıklamada hastaneye başvuran hasta sayısının 30 bini geçtiğini ve bunların 7 binden fazlasının da çocuk olduğunu aktaran Volkan, “Bu rakamlar KKTC için alarm vericidir. Sağlığa ilişkin planlamalara akıl sağlığının da dahil edilmesi gereklidir” dedi.
Yrd. Doç. Dr. Volkan bazı araştırmacıların salgın sürecinin çocuklar ve ergenler için daha zorlayıcı olabileceğini öngördüklerini belirterek, bunun temel sebeplerinden birinin okul ortamından uzak kalmak olduğunu söyledi.
Çevrim içi eğitimler ile akademik sürecin desteklendiğini belirten Volkan, ancak bu noktada okul ortamının sosyal ve bilişsel gelişim için ne derece önemli olduğunun göz ardı edildiğini kaydetti.
“Çocuklar için okul ortamı kişisel, sosyal ve bilişsel gelişimin önemli bir parçası”
Volkan, okul ortamının kişisel, sosyal ve bilişsel gelişimin çok önemli bir parçası olduğunu kaydederek, “Bu ortamdan uzak kalınmasının uzun süreli etkilerinin nasıl olacağı henüz bilinmese de, devlet eğitim politikaları oluşturulurken gerekli planlamalar mutlaka yapılmalıdır” şeklinde konuştu.
Çocukların kaygı seviyelerinin artmasının bir diğer sebebinin ise ev ortamı ile ilişkili olabileceğini aktaran Volkan, “Bu süreç ebeveynler üzerinde baskı yarattı. Ebeveynler çocuklarına ders işletme, ödev yaptırma gibi yeni görevler üstlenirken, bir yandan da salgının yarattığı ekonomik ve psikolojik sorunlar ile uğraşmaktalar. Çocuklarda azalan fiziksel aktivitenin ve artan elektronik alet kullanımının, ebeveynlerdeki stres seviyesini özellikle artırıyor” ifadesini kullandı.
Volkan artan stres seviyesinin sadece birey tarafından deneyimlenmediğini belirterek, bu stresin büyük ölçüde çocuklara da yansıdığını, dolayısıyla ebeveynlerin özellikle çocuklarla etkileşimde olduklarında, kendi duygu durumlarına çok daha dikkat etmeleri gerektiğini kaydetti.
Ek olarak her kriz zamanı olduğu gibi, bu krizde de ne yazık ki ev içi şiddet gibi olaylarda artış yaşandığını aktaran Volkan, çocukların bulundukları ortamın ve o ortamdan kaçamayacak olmalarının daha fazla kaygı, stres ve üzüntü deneyimlemelerine neden olduğunu belirtti.
Volkan, çocukların toplumun geleceği olduklarını ve bu dönemde en çok onların etkilendiklerini hatırlatarak, “Özelde empati ve anlayış ile ilerleyip, genelde uzun süreli olumsuz etkileri engellemek için politikalar üreterek ilerlemeliyiz. Bu nesil için yapabileceğimiz en önemli yardım olacaktır” dedi.