Genel

İçilebilir su kaynaklarının korunması ve çoğaltılması konusunda somut adımlar atılmalı

Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Mühendislik Fakültesi, Çevre Mühendisliği Program Koordinatörü Prof. Dr. Rana Kıdak 22 Mart Dünya Su Günü kapsamında konuşarak, “Dünya Su Günü gerek BM üyelerinin gerekse diğer dünya ülkelerinin giderek büyüyen temiz su sorununa dikkat çekmek, içilebilir su kaynaklarının korunması ve çoğaltılması konusunda somut adımlar atmasını teşvik etmek amacıyla oluşturulan bir gündür” ifadesini kullandı.

Susuz bir hayatın mümkün olamayacağına dikkat çeken Kıdak, “İçme ve kullanma suyunun sürekli ve güvenli bir biçimde temin edilmesi yanı sıra su kaynaklarının korunması da günümüzde büyük önem kazanmıştır” dedi.

Prof. Dr. Kıdak, yeryüzündeki bütün suların birbiriyle bağlantılı olduğunu ve herhangi bir bölgedeki kirliliğin ekosistemdeki etkileşim aracılığıyla başka bir bölgeye de taşınabileceğini belirterek, bu nedenle kullanıldıktan sonra atık su olan suyun içme ve kullanma sularını kirletmeyecek biçimde çevreden uzaklaştırılması ve en uygun teknolojilerle arıtılarak tekrar su döngüsüne geri kazandırılmasının önemli olduğunu söyledi.

 

Kıdak: “İçme ve kullanma suyunun kalitesindeki bozulmalar çeşitli hastalıklara yol açıyor”

İçme ve kullanma suyunun kalitesindeki bozulmaların çeşitli hastalıklara yol açtığını aktaran Kıdak, “Bu nedenle içme suyunun hastalık yapıcı mikroorganizmalar içermemesi; yeterli derecede yumuşak olması; hidrojen sülfür, demir ve mangan gibi elementleri ihtiva etmemesi; sularda fenoller, yağlar gibi suya kötü koku ve tat veren maddeler bulunmaması; kokusuz, renksiz, berrak ve içimi hoş olması gerekiyor” dedi.

Prof. Dr. Kıdak, suda sağlığa zararlı kimyasal maddelerin bulunmamasının öneminin altını çizerek, bu tür maddelerin sınır değerlerinin üzerinde olmalarının sağlığa olumsuz etkileri olduğunu kaydetti.

Kullanma suyunun insanların günlük faaliyetlerinde yıkanma, temizlik ve bu gibi ihtiyaçları için kullandıkları sular olduğunu anımsatan Kıdak, bu tip sularda da hastalık yapıcı hiçbir mikroorganizma bulunmaması, klorür, sülfat, çinko, nitrit, kurşun gibi kimyasal maddelerin belirlenen miktardan fazla olmaması yanı sıra pH, renk, bulanıklığın ise istenen özelliklerde olması gerektiğini belirtti.