Dünyada 1 milyara yakın insan organ nakli bekliyor
Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Sağlık Bilimleri Meslek Yüksekokulu Diyaliz Teknikerliği Ön Lisans Program Sorumlusu Dr. İpek Nurdan Dikmen 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası kapsamında konuşarak, dünyada organ nakli yapılamaması durumunda yaşamı ölümcül bir tehlike altında olan 1 milyara yakın insanın yaşadığını ifade etti.
Organ bağışının kişinin hayatta iken, serbest iradesi ile tıbben yaşamı sona erdikten sonra doku ve organlarının başka hastaların tedavisi için kullanılması olduğunu açıklayan Dr. Dikmen, organ bağışı ile bazen görmeyen bir insanın görebildiğini ya da hayatını diyaliz cihazına bağlı olarak sürdüren bir böbrek hastasının hayata dönmesi olarak tanımlanabileceğini söyledi.
Dr. Dikmen, KKTC’de de organ yetmezliği çeken hasta sayısının her gün artmakta olduğunu hatırlatarak, organ yetmezliği yaşayan hastaların uzun yıllar bekleyerek organ bağışı yapılmadığı için bazen hayatlarını kaybettiklerini aktardı.
Bu hastalara hayat şansı vermek ve yaşam kalitelerini arttırabilmek için organ bağışının önemine dikkat çeken Dr. Dikmen, KKTC’ de 2015 yılında geçen organ nakil yasasının ardından Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde 28’i kadavradan, 17’si canlı vericiden olmak üzere 45 böbrek nakli ve 2 kalp nakli gerçekleştirildiği bilgisini de verdi.
Organ bekleyen hasta listesi güncel olarak yenileniyor
Dr. Dikmen, ülkemizde 250 civarı diyaliz hastası bulunduğunu ve organ bekleyen hasta listesinin de güncel olarak yenilendiğini aktardı.
Organ bağışında bulunmak isteyenlerin Mağusa, Lefkoşa ve Girne hastaneleri ile Koordinasyon Kurulu Sekretaryasından bağış formu temin edebilmelerinin mümkün olduğunu belirten Dr. Dikmen, forumlara Sağlık Bakanlığı’nın web sitesinden de ulaşılabileceğini ifade etti.
Dikmen, bağışçıların doldurdukları formlar ve kimlik fotokopileriyle yine aynı yerlere yapacakları başvuru sonrasında Organ Bağışçısı kartlarını alabileceklerini söyleyerek, “Bir bireyin, organ bağışı yapabilmesi için 18 yaş veya üstünde olup akli dengesinin yerinde olması gerekiyor” dedi.
Organ bağışının artması için toplumda her bireye önemli görevler düştüğünü de kaydeden Dikmen, “Organların toprağa değil, umutla bekleyen kişilere kısacası “hayata” bağışlanması gerekir” şeklinde konuştu.